Canan Karatay Diyeti

TÜRKİYE BANA HAYRAN GERİSİ LAFüGÜZAF

Değerli doktorumuz Sayın Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay röportajı SÖZCÜ’de bugün başladı. Röportajın ilk bölümü…

Canan Karatay, Hande Zeyrek’in sorularını yanıtladı. Karatay, eleştirilere “Türkiye bana hayran gerisi lafügüzaf” yanıtı verdi.

Bitkisel yağdaki Omega 6 tüm hastalıkların başıdır

Palmiye, ayçiçeği ve mısır özü yağını ‘bitkisel yağ’ olarak tanımlayan Karatay, “Bunlarda Omega 6 çoktur. Omega 6, vücuda çok girdiği zaman bütün hastalıkların başıdır. Sadece kansere değil Alzheimer, Parkinson ve kalp rahatsızlıklarına neden olur” dedi
Prof. Dr. Canan Karatay, tıp dünyasında adeta tüm tabuları yerle bir etmiş bir hekim. Herkesin ilk duyduğunda şaşırıp kaldığı ‘tereyağı yiyin’, ‘zeytinyağını kaşıkla için’ ve ‘bol yumurta tüketin’ açıklamalarıyla ezber bozdu… TIME Dergisi ‘tereyağı yiyin’ kapağıyla çıkınca “Söylediklerim yurtdışında haber oluyor. Yumurta, tereyağı, kolesterol ilaçlarıyla ilgili ne dediysem çıktı. Dünya Sağlık Organizasyonu söyleyince oluyor, Karatay söylediğinde hücum geliyor” dedi. Nevi şahsına münhasır, enerji dolu 74 yaşındaki Karatay, 56 yılını tıp dünyasına adamış bir hekim. Kendisini hastanedeki odasında yakaladım. Hastalarını kapısının önünde ayakta bizzat karşıladığına şahit oldum. Yanına giderken, “Bir ton azar işitirim” diye düşünürken günlük yaşamında naif ve pamuk gibi bir kadın tanıdım… Canan Hoca ile son günlerde herkesin konuştuğu palm yağı ve sağlıklı yaşamın vazgeçilmezlerini konuştuk…

80 YA DA 50 DERECE FARK ETMEZ, KANSEROJENDİR

– Herkes palmiye yağını konuşuyor. Palm yağının 200 derecede değil 80 derecede ısıtılarak kullanıldığı açıklandı. 80 derece olunca zararı yok mu, nedir işin aslı?
Doğada 30 türlü yağ bulunur. Bütün bu yağların içeriğinde, doymuş dediğimiz katı yağlar, tekli doymamış dediğimiz zeytinyağı ve fındık yağı ile çoklu doymamış dediğimiz yağlar değişik oranlarda bulunur. Bu bağlamda, çoklu doymamış yağları içeren bütün çekirdek yağlar çok hassas, yani çok çabuk bozulan yağlardır. En ufak ısıda, güneşte ve basınca maruz kalınca, bozulurlar, doğallıkları kalmaz, içerdikleri değerli besin öğeleri yok olur ve kanserojen olurlar. 80 derece ile 50 derecenin hiçbir farkı yoktur.

REKLAM
X

TÜRKİYE BANA HAYRAN GERİSİ LAFÜGÜZAF

Canan Karatay, Hande Zeyrek’in sorularını yanıtladı. Karatay, eleştirilere “Türkiye bana hayran gerisi lafügüzaf” yanıtı verdi.
TÜRKİYE BANA HAYRAN GERİSİ LAFüGÜZAF
Canan Karatay, Hande Zeyrek’in sorularını yanıtladı. Karatay, eleştirilere “Türkiye bana hayran gerisi lafügüzaf” yanıtı verdi.

EĞER VÜCUTTAKİ OMEGA 3 VE OMEGA 6 DENGESİ BOZULURSA

– Bütün hazır gıdalarda bu yağlar var. Tüketmek ne kadar tehlikeli?
Bunların içinde çabuk bozuldukları için ve hidrojenize edildikleri için trans yağlar meydana gelir. Senelerden beri trans yağların kanserojen olduğu biliniyor. Ben onu söylüyorum. Bunlar en çok çekirdek, yani bitkisel dediğimiz yağlar. Çekirdek yağ dediğimiz yağlarda Omega 6 çoktur. Omega 6, vücuda çok girdiği zaman bütün hastalıkların sebebidir. Hücreleri zayıflatır. Omega 6’nın fazlalığı vücutta araşidonik asitlerin çoğalmasına neden olur. Bu da bütün hastalıkların başıdır. Enflamasyon dediğimiz vücutta kronik mikropsuz yangını başlatır. Artık tüm dünyada gösterildi ki beslenme sonucu Omega 6 vücuda aşırı olarak girdiği zaman hastalıkların hücresel düzeyde temeli atılmaktadır, yani bütün kronik dejeneratif hastalıkların nedenidir. Kanser yapmaz diyenler var. Omega 6’lar bozulduğu zaman prostaglandin 2 denilen inflamasyon dediğimiz kronik yangını başlatır organizmada ve sadece kansere değil Alzheimer, kalp hastalığı ve şeker gibi hastalıklara neden olan en önemli en tehlikeli yağlardır. Bütün dünyada artık gösterildi ki vücuttaki Omega 3 ve 6 dengesi bozulduğunda bu hastalıklar ortaya çıkıyor. Vücutta normal oranı 1/4’tür. 1 Omega 3’e 4 Omega 6 olmalıdır. Normali budur. Ama bugün bu oran altüst oldu. 1’e 50 olmuştur. 1’e 20-30 olmuştur. Hastalıkların ve kanserin altında da bu yatıyor. Bütün mesele budur!

BİTKİSEL YAĞLARLA ASLA KIZARTMA YAPMAYIN
– Vücuttaki Omega 6 artışının nedeni çekirdek yağlar mı?
Nedeni yanlış beslenme. Omega 6 içeren çekirdek yağlarıyla beslenme. Ayçiçeği, mısır özü ve palmiye yağı hepsi aynı… Zeytinyağı değil bakın altını çiziyorum. Zeytinyağı meyvenin yağıdır. Tekli doymuş olduğu için çabuk bozulmaz. Tereyağı katı bir yağdır, çabuk ve kolay bozulmadığı için sağlık kaynağıdır.
– Palmiye yağı ne kadar tehlikeliyse ayçiçeği de bir o kadar tehlikeli öyleyse…
Tabii ki. Onun için kızartma yapmayın diyorum. Ama ben hep söylüyorum soğuk sıkım, rafine olmamış ayçiçeği ve mısır özü yağı az miktarda çiğ olarak salatalarda tüketilebilir. Ama kızartma olduğu zaman ya da pasta-böreğin içine girdiği zaman tehlikeli. Ayçiçeği, palmiye, mısır özü yağı da dahil bir tabağa koyup mutfakta bekletin. Bir süre sonra bozulur. Ona ne karınca ne de böcek gelir. Margarinin en tehlikelisi olduğunu zaten biliyoruz. Omega 6 doludur, hidrojenize olmuştur, trans yağlarla doludur. Bir margarini masaya koyun yanına da hakiki saf tereyağı koyun. Bütün böcek, sinek ne varsa tereyağına gelir, margarine hayvanlar dokunmaz. Hayvanlar bizden daha akıllı. Börtü-böcek bizden daha akıllıdır. Trans yağları sevmezler ve yemezler!

REKLAMI YAPILAN ÜRÜNLERİ MÜMKÜN OLDUĞUNCA ALMAYIN
– Çocukluğundan beri hazır gıdalarla paketli ürünlerle beslenen bir nesil var. Riski azaltmak için ne yapmalıyız?
Onların hepsi endüstriyel raf ömrü uzun olsun diye palmiye yağı da olsa, mısır özü yağı da olsa hepsinin içine bir de katkı maddesi koyuyorlar. O çocukların körpecik vücutlarına yazık. Gençlerimize yazık. Paket üründen uzak duracaksınız. Reklamı yapılan ürünlerden mümkün olduğunca uzak duracaksınız. Bu kadar basit. Eğer bir televizyonda içeriği sağlığa zararlı maddelerle dolu bir gıdanın reklamı yapılıyorsa esas bunun üzerine gidilmesi lazım Karatay’ın üzerine gitmekle olmuyor. Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, SGK bilsin ki; hastalıkların sebebi o reklamlar. Hiçbir doğal ürünün reklamını gördünüz mü? Hiçbir kuzunun çıkıp da “Benim etim tazedir, yağım sağlıklıdır” dediğini gördünüz mü?
KANSERE YAKALANMAMAK İÇİN ŞEKERDEN UZAK DURUN…
– Peki kanser olmamak için yapacağımız ilk adım ne olmalıdır?
Ekmek ve şeker yenmeyecek. Şekerle ekmeğin bir farkı yok. Tansiyon, kalp, Alzheimer, Parkinson da aynı. Hepsinin temelinde ekmek, şeker, Omega 6 fazlalığı yatıyor. İşlenmiş yağlar var.
– Tereyağının ne kadar tüketilmesi gerekir?
Yemek yaparken lezzet katacak kadar koyabilir, korkmadan yiyebilirsiniz…

1 YAŞINDAKİ BEBEĞİN ELİNE HAVUÇ VERİN DİŞİNİ KAŞISIN

– Hazır gıdalara özellikle bisküvi ve çikolatalara çocuklar çok düşkün. Bu ürünlerin yerine neler verilebilir çocuklara?
Bakın hepsi tehlikeli. Sadece içindeki yağdan dolayı değil ki. İçindeki undan ve şekerden dolayı da zararlı. İçlerinde bir sürü de katkı maddesi var. Onun için ben yıllardır ne diyorum: Şeker en tatlı zehirdir. Pakete girmiş hiçbir şey çocuklara verilmeyecek. Ceviz, fındık, fıstık vereceksiniz. 1 yaşındaki çocuğun eline havuç ver, kemirsin dişlerini kaşısın, o pis plastikleri ağzına vermeyin. Yazıktır günahtır.
– Gelecekte nasıl bir tehlike bekliyor bu tarz beslenen çocukları?
Kalp hastası oluyorlar. Kanser oluyorlar. Şeker hastası oluyorlar. Bu kanserlerin kalp hastalıklarının, şeker hastalığının temeli ana rahminde atılıyor. Bilim artık bu konularla uğraşıyor. Bu çok önemli. Temelinde beslenme yatıyor çünkü.

ÇOCUĞA ŞEKER VERİRSENİZ İLERİDE KALP HASTASI OLUR

– Benim 1 yaşında bir oğlum var. Bebeklerin beslenmesi için önerileriniz neler?
Allah bağışlasın. Ben çocuk doktoru değilim ama temel prensipleri söylüyorum; Doğal olarak beslenecek bebekler. Ana sütü en önemlisidir. Bebek beslenmesi için ‘Amerikan Kalp Derneği’ geçen sene ağustos ayında ‘1 yaşına kadar çocuklara şeker vermeyeceksiniz. Verirseniz büyüdükleri zaman, kalp hastası oluyorlar’ dedi. Çocuk, bebek fark etmiyor. Temeli önemli. Ana rahminden itibaren önemli. Hamilelere 24 haftalık bebeğe şeker vermeyin, şeker yüklemesi yaptırmayın diyorum kıyametler kopuyor. Çikolata kremalar hem şeker hem trans yağ hem de kimyasal katkı maddeleri yüklü. Ama bütün çocuklar ona bağımlı olmuşlar. Bir de ekmeğe sürüyorlar o daha da beter, tabii.

TEREYAĞI SAĞLIK KAYNAĞI

Karatay, “Zeytinyağı meyvenin yağıdır. Tekli doymuş olduğu için çabuk bozulmaz. Tereyağı katı bir yağdır, çabuk ve kolay bozulmadığı için sağlık kaynağıdır” dedi.

TEREYAĞI SAĞLIK KAYNAĞI
Karatay, “Zeytinyağı meyvenin yağıdır. Tekli doymuş olduğu için çabuk bozulmaz. Tereyağı katı bir yağdır, çabuk ve kolay bozulmadığı için sağlık kaynağıdır” dedi.
NE DEDİYSEM 3 VAKTE KADAR ÇIKIYOR

– Bir hocanın söylediğini diğeri yalanlıyor. Sağlıklı beslenmede kime güvenilecek?
Herkes istediğini söyleyebilir. Herkes kendi kafasına güvenecek. Ben 1950’lerde yapılanları anlatıyorum. Yeni yetmelerin bunlardan haberi yok. O zamanlar kanser mi vardı? Burada doktorlar değil halk önemli. Ben kamu hizmeti yapıyorum onun için de tek başıma savaş veriyorum. Çok büyük bir kesimi almışım karşıma; İlaç sektörü, endüstri sektörü, bakanlıklar… Bilgi cesarettir. En kuvvetli güç, gerçek bağımsız bilimdir. Ben ne dediysem üç vakte kadar çıkıyor. Ne kâhinim ne de medyumum. Bilimsel konuşuyorum. Söylediklerim yurtdışında çıkınca haber oluyor. Yumurta, tereyağı, kolesterol ilaçlarıyla ilgili ne dediysem çıktı, çıkıyor. Dünya Sağlık Organizasyonu söyleyince oluyor, Karatay söylediğinde hücum geliyor. İmam-ı Azam der ki: Eğer bütün oklar size geliyorsa bilin ki siz haklısınız. Bir de Gandi’nin lafı var: Önce sizi duymazdan gelirler, sonra alay ederler, sonra hücum ederler, sonunda siz kazanırsınız. Ben de hep kazanıyorum. Bütün Türkiye bana hayran gerisi lafügüzaf.

SİGARA KESİNLİKLE YASAK
– Peki alkol ve sigara…
Sigara kesinlikle yasak. Alkole gelince, karaciğeriniz yağlı ise ya da herhangi bir hastalığınız var ise içemezsiniz. Çünkü aşırı alkol karaciğeri yağlandırıyor, beyni bozduğu biliniyor. Şeker ve tansiyon hastasıysanız kalbinizi de bozuyor, beyninizi de…

DİYET YAPMAYACAĞIZ SAĞLIKLI YAŞAYACAĞIZ

Yağ Yerine Karbonhidrata Saldırdılar, Obezite Yayıldı

Hande ZEYREK 27 Ocak 2017
Sözcü Gazetesi’nde Röportaj 2.gün Prof. Dr. Canan Karatay

Yağ yerine karbonhidrata saldırdılar, obezite yayıldı

Karatay, “Yağ yemeyen kişiler karbonhidratlara saldırdı ve obezite tsunamisi ortaya çıktı. Tersine sağlıklı yağları yemediğimiz için hastalanıyoruz” dedi ve ekledi: Kalori hesabı yok. Doyana kadar besleneceğiz. Diyet yapmayacağız, sağlıklı yaşayacağız…

Prof. Canan Karatay, “Gençliğinizin kıymetini bilin” diyor. “En önemli öğün kahvaltıdır” vurgusu yapan Karatay kilo vermek isteyenlere tavsiyelerde bulunuyor: “Kalori hesabı yok. Bol bol, doyuncaya kadar besleneceğiz. İlk yediğimiz öğün kahvaltıdır. Alerjiniz varsa baktırıyorsunuz. Normalde iki öğün yeniyor. Çünkü Karatay kahvaltısından sonra acıkmıyorsun. Ancak geçiş sürecinde öğlen acıkanlar listedeki besinlerden birini tercih edebilir. Kuzu kapama var mesela ama yanında pilav yok. 19.00- 20.00’dan sonra da hiçbir şey yenmeyecek. Bu kadar basit.”

ŞEKERSİZ TÜRK KAHVESİ İÇİN, ACIKTIRMIYOR…

– Kilo vermek isteyen kişi ilk olarak hangi adımla başlayacak?
Karatay diyeti uygulayacak. Aslında diyet yapmayacak, tamamen sağlıklı yaşayacak.
– Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazları neler?
Bol su içilecek, her gün en az 30 dakika yürünecek. Öğün arasında en az 4-5 saat geçirmeye dikkat edin. Şekersiz Türk kahvesi için. Çok faydalı. Yüksek antioksidan içeriyor. Acıktırmıyor. Akşam 20:00’den sonra hiçbir şey yenilmemeli. Şekersiz yeşil çay içilebilir. Yemeklerinizi uzun süre düşük ısıda pişirin. Yemeklerinizde soğuk sıkım zeytinyağı ve saf tereyağı kullanın. Salatalarda soğuk sıkım zeytin yağı, keten tohumu yağı, limon, bol sirke ve sarımsak kullanın.

YAĞSIZ GIDA YERSENİZ AKSİNE KİLO ALIRSINIZ

– Soğuk sıkım zeytinyağı ve doğal tereyağı yiyin diyorsunuz. Yağ yemek neden önemli?
İnsanlar bugüne kadar, “Yağlar hastalık yapar, aman sakın tüketmeyin” diye korkutuldu. Yağ yemeyen kişiler karbonhidratlara saldırdı ve obezite tsunamisi ortaya çıktı. Tam tersine sağlıklı yağları yemediğimiz için hastalanıyoruz. Yapılan birçok bilimsel araştırma, çok az yağ yiyenlerde ya da tam yağsız gıdalarla beslenenlerde LDL kolesterolün, yani zararlı kolesterolün yükseldiğini göstermiştir. Ayrıca çok az yağ yiyenlerde, ya da tam yağsız gıdalarla beslenenlerde kilo verilemediği gibi, aksine kilo alındığını göstermiştir. Sonuç olarak çok az yağ yiyenlerde, ya da tam yağsız gıdalarla beslenenlerde ileri yaşlarda karşılaştığımız tehlikeli hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Sağlıklı kilo vermek ve de sağlıklı kilomuzda kalarak, dinç ve hayat dolu, enerjik yaşamak istiyorsa, düşük glisemik indeksli karbonhidratları, bozulmamış yağları ve proteinleri bol bol gıdalarımızda tüketmeliyiz. Sağlıklı yağlar, virüslerin, mikropların ve toksik maddelerin hücreye girmesini engeller. Bunlar, doğal tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı, Omega-3, keten tohumu yağlarıdır. Omega-3, soğuk deniz balıklarında, fındık, fıstık, badem, yumurta ve semizotunda bol miktarda bulunur.

ÖNEMLİ OLAN AZ YEMEK DEĞİL, İYİ BESLENMEKTİR

– Sofradan neyi eksik etmeyelim?

Karatay diyeti uygulayacaksınız… (gülüyor) Eğer kilo vermek, yemeklerinizi azaltmadan daha iyi beslenmek istiyorsanız, şimdiye kadar uyguladığınız diyetler sizi aç, halsiz bırakıp sıkıntıya sokuyorsa düşük glisemik indeksli besinler yemeniz gerekiyor. Glisemik indeks (Gİ) bir yiyeceğin içinde bulunan karbonhidrat miktarına göre hesaplanır. Gİ, karbonhidratların kandaki glikoz düzeylerine olan etkisini ölçme sistemidir. Besinlerdeki karbonhidrat miktarı ve yapısı, kan şekerini farklı derecelerde yükseltmektedir. Glisemik indeksi düşük besinler kişilerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlar. 50 gr toz şekerin glisemik indeksi 100 olarak kabul edilir ve yiyecekler 100 değerine oranla hesaplanır. Rafine edilmiş ve işlenmiş hazır yiyeceklerin glisemik indeksleri 100 kadardır. 50’nin altında olan değerler düşük glisemik indekslidirler. Hazmedilmeleri yavaş olduğu için, mide ve bağırsaklarda uzun süre kalırlar, kana şeker olarak yavaş yavaş geçerler. Dolayısıyla kan şekerimizi yavaş olarak, uzun sürede hafif olarak ve aynı düzeyde kalacak şekilde yükseltirler. Yemek yedikten 1-2 saat sonra açlık ve halsizlik hissetmeyiz. Bu nedenle sağlıklı şekilde kilo verilir, verilen kilolar bir kaç ay sonra geri alınmaz. Şeker hastalarının aşırı kilo almaları önlenmiş olur. İnsülin ihtiyaçları da giderek azalır.

AKLINIZI BAŞINIZA ALIN VE NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLAYIN

– Türkiye’de şu an mide ameliyatı ile zayıflama furyası başladı…

Ben ona tamamen karşıyım konuşmak dahi istemiyorum. Ben 70 yaşında 1 kere dolandırıldım. Türk halkı her daim her dakika dolandırılıyor. Aklınızı başınıza alın. Ne demek istediğimi anlayın.

EKMEK, MORFİN ETKİSİ YAPIYOR BU YÜZDEN BIRAKAMIYORSUNUZ

– Modern buğday bağımlılık yapar. Çünkü modern buğdayda 23 bin türlü glüten vardır. Bunlardan biri ‘lectin’dir. Buğday proteinlerinden biridir lectin ve vücudumuzda en çok alerji yapan yabancı proteindir. Bunu ölçecek bir sistem de yok.
– Beyine giderek morfin reseptörlerine yerleşiyor. Morfinman gibi olduğunuz için ‘ekmeği bırakamam’ diyorsunuz. Ciddi bağımlı olanlar bunlar. İki dilim tam buğday ekmeği kan şekerinizi 2 çorba kaşığı şekerden daha fazla yükseltir. Bilimsel verilerle konuşuyorum. Mesela:
– İnsülin yüksekliği vücuttaki yağlanmanın sebebidir. (patates kızartması, pilav, makarna, kola ve şekerli içecekler, her türlü soda, enerji içecekleri, enerji çubukları, protein tozları, tatlılar.)
– 40 yaşlarında şişman bir kişinin yaşamı 6-7 yıl kadar kısalır, şeker hastası bir de sigara içiyorsa 13 yıl daha ömrü kısalır.
– Koyun ve inekler ot yiyerek besleniyorlar. Yani yalnızca ot yiyerek vücutları yağlanıyor. Yediğimiz otlar ise buğday, arpa, çavdar da kan şekeri/insülini yükseltir.
– Bir kutu meyve suyu ya da kola içtiğinizde ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker kana geçer. 20 dakika içinde kan şekeri aşırı yükselir. 40 dakikada ise kafeinin tümü kana geçer ve karaciğerde şeker yapımı artar.
– 45’inci dakikada beyinde dopamin yapımı artar, mutluluk yoğun enerji devam eder. Eroine benzer bir etkidir bu. 60 ve 90. dakikalarda ise ani halsizlik hissi acıkma ve huzursuzluk başlar. Tatlıya, kolaya saldırılır. Kısır döngü başlamıştır ve karaciğer göbek yağlanması başlar.
– İnsülin obeziteyi başlatan ana hormondur. Önlemek ise elimizdedir. Çocukları nasıl beslerseniz o biçimde gelişirler büyürler yaşarlar, hastalanırlar. İnsülini yükseltme ‘şeker en tatlı zehirdir’ çocuğuna şeker verme.

İŞTE ÖNERDİĞİ DİYET LİSTESİ

KAHVALTI (08:00-09:00):

– 2 yumurta. (Rafadan ya da tavada pişirilmiş olabilir.)
– Bir avuç içi kadar az tuzlu peynir.
– İnce belli çay bardağı kadar
ceviz/fındık/badem/az tuzlu
fıstık/yer fıstığı.
– 8-10 az tuzlu zeytin, zeytinyağı, limon, pul kırmızıbiber, kekik.
– Domates/biber/salatalık/turp/
maydanoz/nane/roka
– Limonlu şekersiz çay ya da süt.

ÖĞLE YEMEĞİ (13.00-14:00):

– Her türlü mercimek yemeği. Sarı, kırmızı, yeşil mercimek kıymalı.
– Etli ya da zeytinyağlı sebze ve mercimek yemekleri.
– 3-5 kalem pirzola/biftek/bonfile.
– Kuzu kapama. –pilav ve patates yenmeyecek.
– Balık: ızgara, fırın ya da buğulama.
– Bol mevsim salatası.
– Döner kebap -pide, pilav, patates yenmeyecek- bol salata ve yoğurt.
– Evde pişmiş çorba.
– Cacık: Zeytinyağı+sarımsak ve nane.
– Semizotu: Etli ya da yoğurtlu salata.
– Enginar, kereviz.
– Karnıyarık, imambayıldı.
– Kuru fasulye, bakla- kuru soğan ve salata ile.
– Kuru fasulye- pastırmalı.
– Bir adet mevsim meyvası.
– Yoğurt ve bir avuç ceviz, ya da 3-4 kuru kayısı.
– Kuru kayısı, mürdüm eriği, siyah çekirdekli kuru üzüm.

AKŞAM YEMEĞİ (18.00-19:00):

– Öğlen yemeğine benzer olan yemekler yenilebilir, yemeklerin yanında mevsim salatası ve yoğurt serbest.

GÜN İÇİNDE NE YEMELİYİM?

PROTEİN GRUBU: Gİ 100 üzerinden sıfıra yakındır: Et, balık, yumurta, yoğurt, süt, ayran.
SEBZELER: Lahana (her türlüsü), karnabahar, brokoli, enginar, kereviz, patlıcan, biber (her türlüsü), kabak, salatalık, domates, marul, kıvırcık, kuru soğan, taze fasulye, bakla, börülce, ıspanak, turp (her türlüsü) yer elması… Bu sebzelerde Gİ değeri 15’tir. Havuçta ise bu değer 40’tır.
BAKLAGİLER: Kuru fasulye, bakla, barbunya, mercimek (her türlüsü) ve nohutta Gİ değeri 30. Börülcede 50’dir.
KURU YEMİŞLER: Kavrulmamış yer fıstığı, ceviz, kavrulmamış fındık ve fıstıkta Gİ değeri 15, fındık ve çekirdekli siyah kuru üzümde 20, kuru kayısı ve mürdüm eriğinde ise Gİ değeri 30’dur.
TAZE MEYVELER: Kiraz, vişne: 22. Erik, greyfurt: 24. Şeftali: 28. Elma, armut, şeftali: 40. Çilek, böğürtlen, karadut: 40. Portakal: 45. Üzüm: 53. Muz: 55.

BUNLARA DİKKAT EDİN: Öğünler arası bol su, şekersiz çay, ayran ve süt içilecek. Öğünlerin arasında en az 4-5 saat geçmesine dikkat edilecek. Akşam 20:00’den sonra hiçbir şey yenmeyecek. (Şekersiz yeşil çay içilebilir.) Her gün 30-40 dakika yürünecek. Yemekler uzun süre, düşük ısıda pişirilecek. Yemeklerde soğuk sıkım zeytinyağı ve saf tereyağı kullanılacak. Salatalarda soğuk sıkım zeytinyağı, keten tohumu yağı, limon ve bol sirke, sarımsak kullanılacak. Salatalara zeytin, peynir, susam ve keten tohumu yağı eklenebilir.

NE YEMEMELİYİM?

– Her türlü ekmek. Simit, tost kuru ve yaş pastalar.
– Pirinç pilavı, makarna, börek.
– Şeker, çikolata ve her türlü tatlı.
– Reçel, bal, pekmez.
– Tatlandırıcılar.
– Üzerinde ‘Diyet’ yazan her türlü yiyecek ve içecek.
– Taze sıkılmış ve hazır meyve suları.
– Bütün gazlı ve şekerli içecekler.
– Patates ve mısır.
– Tavuk.
– Karpuz, kavuz.
– Her türlü kızartma.
– Hazır çorbalar.
– Sucuk, salam, sosis, füme et ve balık.
– Süt tozu ve krema.
– Yemekler terbiye yapılmayacak.
– Kan şekerini yükselten karbonhidratlardan uzak durulursa; yaşlılıkta ortaya çıkan tansiyon yüksekliği, kalp krizi, felç, şeker hastalığı, kanserler, unutkanlık, Alzheimer, kas ağrıları önlenebilir.

— Sözcü röportajı 2.gün

Kaynak: Gitmek İçin Tıklayınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.