ref: refs/heads/v3.0

HASTALARIMI YILLARDIR BU TAVSİYELERLE TEDAVİ EDİYORUM

HASTALARIMI YILLARDIR BU TAVSİYELERLE TEDAVİ EDİYORUM
26.09.2016
6
A+
A-

Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, bir diyetten ziyade sağlıklı bir yaşam biçimi edinmeyi önerdiğini ve yavaş yavaş zayıflamanın daha iyi olduğunu söylüyor.

Kalp ve İç Hastalıkları profesörü olan Karatay önerdiği beslenme biçiminin sağlıklı olup olmadığı konusundaki sorulara kendisinin de böyle yaşadığını, hastalarını yıllardır bu tavsiyelerle tedavi ettiği cevabını veriyor ve gittikçe kolesterol değerleri düşen hastalarının tahlillerini gösteriyor. Herşeyin en doğalını tavsiye eden Karatay sabırlı olmamız gerektiğini söylüyor: “Yağları tavaya koyup eritir gibi bir zayıflama söz konusu olamaz. Bu birden bire düğmeye basar gibi olmaz.”

 

Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü olan Canan Efendigil Karatay Türkiye’de kardiolog olarak ilk kalp pili takan ve bacak damarını kullanarak ilk koroner anjiyoyu yapan hekim. Ancak biz onu daha çok sağlıklı yaşamla ilgili yazdığı kitabı Karatay Diyeti’nden sonra tanıdık.

Sağlıklı yaşam için sağlıklı beslenmeye olan ilginiz nasıl başladı?

Babam şeker hastasıydı, bu nedenle annem bize çocukluktan beri çayı ve kahveyi şekersiz içmeyi öğretti. Ben de kendi oğluma şeker vermedim. Bu bir alışkanlık meselesi. Ben 1943 doğumluyum. O zaman bu kadar yapay gıda yoktu ortalıkta. Siz de olsaydınız doğal beslenecektiniz. Önemli olan herşeyin doğalını yemek.

Daha sonra pek çok yapay gıda girdi hayatımıza. Bunlar sizi etkilemedi mi?

Bilinçli olarak seçerseniz etkilemez. Ne benim, ne annemin, ne kardeşlerimin evine hiçbir zaman margarin girmemiştir. Peynirin, tavuğun en doğalı, kurban etinin en güzeli girmiştir. Kuyruk yağı girmiştir. Şakır şakır, o kıkırdak denilen kısımlar girmiştir. Haftada bir mutlaka annem bize yürek ve karaciğer yedirirdi. Biz bunları yiyerek büyüdük.

Karatay diyetinin temelinde ne var?

Genel prensipleri çok basit. Bir kere 3 öğün var, ara öğün yok. Aslında 2 öğündür normal ve doğal olanı. İnsan metabolizması genetik olarak 2-3 öğün üzerine programlanmıştır. Bütün enzimlerimiz, hormonlarımız buna göre çalışır. Bu yeni keşfedilen bir şey değil ki… İbn-i Sina ta o zaman “2 öğün sağlıklıdır 3. öğün hastalıktır” diyor. Peygamberimiz de 2 öğün yiyor. 2 öğün yemek sünnettir. Bizim diyetisyenlerimiz ise 6 öğün, 8 öğün diyorlar. 6 – 8 öğünden sonra bu kadar şişmanlık ve hastalıklar arttı aslında. Bütün hastalıkların altında da şişmanlık birlikte karaciğer yağlanması yatıyor.

UZUN YOL YÜRÜYEN UZUN YAŞAR

Sık sık yemek neden karaciğer yağlanması yapıyor?

Vücudumuzda binlerce enzim, hormon salgılanıyor. Bunların salgılanması muayyen saatlerde oluyor. Sık sık yediğimizde, enzimler ve hormonlar sürekli olarak kamçılandığı için, karaciğer ve pankreas gibi organlarımız dinlenme, toparlanma zamanı bulamıyor ve giderek vücut bir yerde bozuluyor. Sık sık yediğimiz zaman devamlı karaciğerimizi ve pankreasımı kamçılıyoruz. Pankreas sık sık yemeği kaldıramıyor. Karaciğerin ve pankreasın dinlenmesine ve kendini toparlamasına imkan sağlamamız lazım. Biz hareketsiz bir toplumuz. Önceden okula yürüyerek gider gelirdik. Kahvaltımızı yapıp okula gider, öğleden sonra eve dönünce 3 gibi yemek yerdik. Annemiz elimizden tutup fast food yemeğe götürmezdi. Bunlar sonradan gıda endüstrisinin gelişmesiyle ortaya çıkan yanlış olaylar. Ben buna dikkat çekmeye çalışıyorum.

Harekete de önem veriyorsunuz…

M.Ö. 5. Yüzyılda Hipokrat “Uzun yol yürüyen, uzun yaşar” diyor. Bunu eşeğe binmeye başladıklarında söylüyor. Çünkü o zaman eşeğe binmek statü meselesi. Yol yürümek, yüzmek çok önemli. O nedenle ben hastalarıma en aşağı 20 dakika, yaz, kış, kar, deprem, yağmur, dolu demeden yürüyün diyorum. Bu başlangıçta yeterli, vücudun kendini toplamasına izin veriyor. Su içmek de çok önemli sonra tetkikleri yapıp ona göre eksikleri yerine getirmek lazım. Temel olarak benim sağlıklı hayat dediğim bunlar. Günde bir saat yürürseniz, kilolarınız gittikten sonra, herşeyden azar azar yiyebilirsiniz.

Günde bir saat yürümek zorunda mıyız?

Ben başlangıçta iki eliniz kanda da olsa 20 dakika yürüyün diyorum. Yürüdükten sonra zaten tokluk hissi oluyor, yiyemiyorsunuz. Yürüme ya da spor esnasında adrenalin salgılanır. Yürümenin faydası odur. Adrenalin vücuttaki yağları da enerjiye çevirir ve tokluk hissi oluşur.

Peki bir saatin hepsini birden mi yürümemiz gerekiyor?

Hayır. Ben kesinlikle öyle bir şey söylemiyorum. Mutlaka hareketli olun diyorum. Size en uygun zamanda mesela günde 3 kere 20’şer dakika yürüseniz zaten beş kilometre yapar. İster 3 kere 15’er dakika yürüyün. Sokağa çıkamıyorsanız evde yürüyün.

ZAYIFLADIKTAN SONRA EKMEK YİYEBİLİRSİNİZ

Ekmeği ve karbonhidratları hayatınızdan çıkarın diyorsunuz. Ancak diyetisyenler karbonhidratları çıkarmak vücut için zararlı diyorlar. Ne diyorsunuz?

Ben karbonhidratları çıkartın demiyorum, boş kalorili olan karbonhidratları yemeyin sakın diyorum. İnsülin direncini artırdığından dolayı…Karatay diyetine Çakma Dukan diyorlar, bakın araştırın, hiç alakası yok. Ben sağlıklı karbonhidrat ve yağları veriyorum. Dukan diyetinde başlangıçta karbonhidrat ve yağ yoktur. Dukan, daha sonra hayat boyu haftada bir gün (perşembe günü) her türlü protein veriyor. Üstelik salam , sosis, jambon gibi etlerde serbest! Lütfen dikkat edelim, Karatay’da hem sağlıklı yağlar, hem sağlıklı karbonhidratlar, hem de sağlıklı proteinler yenilecek, aynı anda ve her zaman yenilecek diyorum. Bol Su da içilecek. Karbonhidrat kaynağı sadece ekmekmiş gibi yanlış ve eksik bilgiler veriliyor halka. En iyi karbonhidrat kaynağı buğdayın kendisidir, bulgurdur, kuru fasulyedir, mercimektir, süttür, peynirdir, fındık, fıstık, ceviz ve bademdir. Bunlarda daha fazla sağlıklı karbonhidrat ve enerji vardır. Sanki bunlarda hiç karbonhidrat yokmuş gibi konuşuluyor. Bunu Türkiye’de dile getiren benim.

Bugüne kadar fındık fıstık kilo yapıyor diye biliyorduk!

En sağlıklı karbonhidrat kuruyemişlerdeki karbonhidratlardır. Sebzelerin hepsi de karbonhidrattır. Sebze, meyve karbonhidrattır. Bunların aşırısı zararlı. Ekmek sadece karbonhidrat olduğu için değil işlenmiş bir gıda olduğu için de tehlikelidir. Ama tam olarak buğdayın kendisini yiyebilirsiniz diyorum ben. Kitabımda da buğdaylı yemek tarifleri var. Buğday da karbonhidrat ama işlenmemiş olduğundan doğal halini öneriyorum. Ekmek un haline çevrildiği zaman bir de katkı maddeleriyle doldurulup piyasaya sürüldüğünde insülin direncini arttıran en güçlü bir öge. Türkiye’de insülin direncini başlatan en önemli ögelerden biri maalesef çok fazla ekmek tüketmemiz.

Belli bir kiloya ulaşıncaya kadar ekmek tavsiye etmiyorsunuz. Ya sonra?

Kriter karaciğer yağlanmasıdır. Göbek olduğunda, bilhassa bel çevresi genişlediği anda bütün kalp hastalıkları ve felç riski başlar. Bu kişilerde insülin direnci var demektir. İnsülin direnci kırılıncaya kadar ekmek yemeyin diyorum. Çünkü onun yanında meyve de yiyoruz, tatlı da yiyoruz, bu şekilde beslenmeyle insülin direncini kamçılıyoruz, artırıyoruz. Ekmek yemekle, aşırı miktarda meyve yemekle, meyve suyu içmekle hipoglisemi ataklarını artırıyoruz!!! Karaciğer yağlanması geçtikten sonra ve de alışkanlık haline gelip her gün bir saat rahatlıkla yürüdükten sonra sağlıklı seçimler yapmak şartıyla tabi ki herkes istediği zaman istediği şeyi yiyebilir. Karatay Diyeti önerilerini uygulayanlarda hipoglisemi atakları, yani aniden tatlıya saldırma atakları, el titremeleri ortadan kalkıyor. Hipoglisemi krizi yaşamak istemiyorsanız, kilo vermek istiyorsanız, karaciğer yağlanması gitsin istiyorsanız bırakacaksınız. Bugün Amerika’da en önemli karaciğer kanseri sebebi olarak karaciğer yağlanması gösterilmektedir. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması şeker ve şekere dönüşecek bütün gıdalara bağlıdır. Bunların başında da ekmek ve un geliyor. Anadolu’da bir laf vardır. Ekmek ahmağı derler. Ekmek ve un beyinde su topluyor. Ben onun yerine sağlıklı ve dengeli gıda veriyorum fındık, fıstık yiyin diyorum.

MEYVE ZAYIFLATMAZ KİLO ALDIRIR

Meyve de bizim çok sevdiğimiz ama sizin pek önermediğiniz gıdalardan değil mi?

Türkiye’de meyve çok bol olduğu ve sağlıklı olduğu bilindiği için doktorlar da öneriyor fakat meyvenin şeker olduğunu kimse düşünmüyor. Meyve suyu ve meyvedeki şeker fruktozdur. Fruktoz direkt karaciğere gider. Karaciğerde metabolize olur ve karaciğeri yorar. Aynı alkol gibidir. Fruktozun formülüyle alkolün formülü aynıdır. Biz konuşurken, yürürken, herhangi bir spor yaptığımızda hatta gece vücut faaliyetleri için glikoz harcarız. Fakat fruktoz direkt karaciğere gidiyor ve karaciğeri yoruyor. Ben şişmanlarda meyvenin aşırısına karşıyım. Çünkü kilo veremiyorum, hiçbir şey yemiyorum ama meyvesiz yapamam diyorlar. Meyvesiz pekala yaparsınız. Ben dünyanın en sağlıklı meyvesini veriyorum zaten. 15-20 Zeytin, yeyin diyorum her gün.

Neden sağlıklı zeytin?

Zeytinin içinde karbonhidrat yok. Lif ve en sağlıklı yağlar vardır. Biz akşam yemeğinden sonra koca bir meyve tabağı alıp televizyonun karşısına geçiyoruz. İşte o tehlikeli. Geç ve fazla. Ama bir öğün olarak yenilebilir. Sabah kahvaltıda bir elma ve doyuncaya kadar peynir yeterlidir. Elma tek başına yendiğinde müthiş mideyi ezer çünkü insülin direncini arttırır. Kaliforniya Üniversitesi’nden metabolizma ve beslenme profesörü Robert Lustig, 2 ay önce Kaliforniya’da şeker yasaklansın diye kanun verme teklifi yaptı. Onun 2 konferansına katıldım. O da aynı şekilde fruktozun karaciğeri bozduğunu söylüyor. Profesöre sordular siz hiç meyve yemiyor musunuz diye. Yok yiyorum dedi. Haftada bir tane dedi. Ben haftada bir tane yiyin demiyorum ama biz bir oturuşta bir karpuz yiyoruz. Meyve yemek isteyen günde bir tane sabah yiyebilir. Hareket etmek şartıyla, unutmayın…

Kahvaltı için 2 yumurta, peynir, zeytin ve domates salatalık gibi yeşillikleri öneriyorsunuz. Yumurta yemek istemeyen ne yesin? Alternatif kahvaltı var mı?

Yumurta yemek istemeyen peyniri, zeytini fazla yesin. Sabah illa bir şey yiyeceğim derlerse bulgurlu köfte yapıp söğüş şeklinde yiyebilirler. Balık seviyorlarsa balık yesinler kahvaltıda. Bütün kuzey ülkeleri soğuk balık yiyor kahvaltıda. Bir muz, beyaz peynir, fındık fıstık yiyebilirler. Yoğurdun içine fındık fıstık koyup yiyebilirsiniz. Anadolu’da sabah kahvaltıda yoğurt yenir, çorba içilir. Kahvaltıda çorba içebilirsiniz. Ben Eskişehir Bardakçı köyünde gönüllü olarak çalıştım. Sabah kahvaltısında domates suyunda haşlanmış kuru fasulye yerlerdi. Soğansız yağsız. Dünyanın en lezzetli yemeklerinden biridir. İşte size en iyi kahvaltı.

BALIKTAN SONRA İYİ GİDER HELVA

Bulguru rahatça yiyebilir miyiz?

Bulgur pilavını başka bir şey yoksa bir öğün olarak doyana kadar yiyebilirsiniz. Tabii aşırı miktarda yenmeyecek. Ben etin yanında 3-4 kaşık saf tereyağına pişmiş patlıcanlı biberli soğanlı bulgur yerim. Her gün yiyebilirler. Glisemik indeksi düşüktür ve doğal bitki proteini ve karbonhidrat içerir. Karbonhidrat vermiyor diyenler için bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Balıktan sonra helva var haftalık örnek menünüzde. O da tatlı değil mi?

O tahinden yapılıyor. Balıktan sonra yarım avuç içi kadar yenebilir. Ama oturup tek başına tahin helvası yemesinler. Balıktan sonra yenecek. Büyüklerimiz öyle yapmıştır. Şimdi moda olmuş, eritilmiş helva ikram ediliyor, işte bu tehlikeli. Eritmeden yenecek.

Pişirme usulleri önemli mi?

Evet. Kırmızı et yiyin diyoruz ama kırmızı eti kızartıp yakarsak tehlikeli. Tencere yemeğini saf tereyağı ile düşük ısıda pişirirsek en sağlıklı ve lezzetli yemekle rortaya çıkar. Veya zeytinyağlı yemekler düşük ısıda pişirilip buzdolabına koyulursa en sağlıklı yiyecek. İmam bayıldı yapacaksınız, patlıcanları kızartmadan fırında pişirin daha lezzetli. Önümüz Yaz. Patlıcan, biber, domates, bol zeytinyağı ve sarmısakla bir tepsiye koyup fırına verin yoğurtla hepsinden lezzetli olur.

Evde yapılan bütün çorbalar yenilebilir diyorsunuz. Fakat bazı çorbalara un katılıyor?

Çok az miktarda un katılabilir ama un yerine tam buğday ya da bulgur katılınca daha lezzetli oluyor çorbalar. Ancak hızlı zayıflama diye bir şey yok. Bu sağlıklı bir yaşam biçimi. Neden bunları önerdiğimi anlamak için Karatay Diyeti ve Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitaplarını okumak lazım. Yağları tavaya koyup eritir gibi bir zayıflama söz konusu olamaz. Yavaş yavaş zayıflamak daha iyidir çünkü yaşam biçimi yavaş yavaş oturur.

Mucize sonuçlar beklemeyelim yani

Ben sağlıklı bir yaşam biçimi edinmeyi öneriyorum. Bu da birden bire düğmeye basar gibi olmaz. Ben işlenmemiş gıdalarla sağlıklı olarak beslenilecek diyorum. Benim diyetimi Dukan’la karşılaştırıyorlar. Dukan yağ ve karbonhidrat vermiyor. İnsan vücudu yağla oluşmuş. Hücrelerin iyi çalışması, hormon üretebilmesi, nefes alabilmesi, bakterilerle mücadele edebilmesi için yağlara ihtiyaç var. Bağışıklık sisteminin kuvvetlemesi doğal yağ, karbonhidrat ve proteinlerin yeterli biçimde tüketilmesi ile oluşmaktadır, hatırlatırım.

Bağdat’tan bile hasta geliyor

Karatay Diyeti’nin sağlıklı hayat biçimi önerileri ve hastalanmadan, sağlıklı yaşama ve yaşlanma önerilerini içeren bir hayat bilgisi kitabı olduğunu söylüyor Prof. Canan Karatay. Bu önerileri uygularken aşırı kiloların gittiğini ve vücutta birikmiş olan yağların azaldığını anlatan Karatay, insan vücudunda 1 kg yağın azalmasıyla, kalp, damar, inme ve felç gibi hastalıkların riskinin de % 10 oranında azaldığını söylüyor. Canan Karatay’ın bir günü şöyle geçiyor: “Kitap çıktıktan sonra çok yoğunum. Yurdun her tarafından, hatta Bağdat’tan hastalar geliyor. Ben erken kalkarım. Bir iki saat okurum mutlaka. En son bilgiler ve veriler, geçen hafta çıkan çalışmalara ulaşmam da mümkün. Kahvaltımı yaparım, yumurtamı yerim. Sonra hastaneye gelir, hastalarımla ilgilenirim. Öğle yemeğinde fındık fıstık yerim. Dışarıda hiç yemek yemem. Kuru incir kayısı. Bazen bir salatalıkla beyaz peynir yerim. Şekersiz çayımı içerim. Evim buraya yakın. Buradan 45 -50 dakika yürüyorum Moda’ya. Akşam da eve gidince sağlıklı olan her şeyi yerim. Bizim eve pirinç girmez, bulgur yeriz. Sarmalar, köfteler bulgurla yapılır. Mercimek, kuru fasulye, balık, et yenir. Akşam yedi yedi buçuktan sonra bir şey yemeyiz, bazen bir bitki çayı içeriz. Eğer bir toplantıya gidip geç saatte bir şeyler yediysek çıkar eşimle 20-25 dakika yürürüz. Bol su içeriz. Yaşımız ileri ama ikimiz de herhangi bir ilaç kullanmıyoruz. Yalnız senelerden beri Omega 3 kullanıyoruz.”

Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, röportajı …

Kaynak:
http://obeziteyeson.tumblr.com/post/45179537916/prof-dr-canan-efendigil-karatay-bir-diyetten

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.