DÜNYAYI KANDIRDILAR. BAKALIM BİZİMKİLER NE ZAMAN KABULLENECEKLER

Son 60 yıldır kolesterol yalanı ile dünyayı kandıranlar, geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca kolesterolden yüksek yağlı besinler ile kalp hastalıkları arasında bir ilişki olduğunu kabul ettirmeye çalışanlar, toplumlara yıllardır ‘Sağlık mafyası’ araştırmalarına dayanarak sunulan beslenme önerilerinde yanıldıklarını kabul etmeye başladılar. Kolesterolün aslında vücudun en önemli moleküllerinden biri olduğunu; hücrelerin yapısındaki hayati önemini, beyin sağlığından seks hormonları üretimine kadar, hatta vücudumuzda D vitamini (hormonu) üretimi için kolesterolün vazgeçilmez olduğu dahil, kabullenmeye başladılar.

Dünyaca ünlü doktorlar, Clevelandlı Türk profesörümüzün Hoca’sı dahil, son gelişmelerden sonra ağız değiştirdi ve TIME’a kadar yansıyan haberde Dr. Nissen, Amerikan hükümetinin yıllardır önerdiği diyet rehberinden kolesterol sınırı çıkarılması konusunda, bakınız ne diyor: “Doğru bir karardır. On yıllardır önerilen beslenme kurallarında yanıldık; senelerdir önerdiklerimizin yanlış beslenme önerilerini olduğu anlaşılmıştır.”

Bizim doktorlarımız, kardiyologlar hala kem küm…makul deyip duruyor. Bakalım bizimkiler ne zaman kabullenecekler?

Çok kıymetli doktorumuz Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay Hoca’mızın #kolesterol gündemine dair en son açıklamalarını buradan okuyabilirsiniz:

#Karatay #Sağlık #KaratayHalkhareketi#SağlıklıHalkhareketi

Başarıyoruz, başarıyoruz…

DÜNYAYI KANDIRDILAR

Yaşadığımız çağda kalp krizinden ölümler birinci sırayı almıştır!

Diyetlerde özellikle katı hayvansal yağların az tüketilmesi önerilmektedir.

Başta Amerikan Kalp Derneği (AHA), Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA), Circulation gibi önde gelen güvenilir (!) bilimsel tıp dergileri sürekli olarak kolesterolün düşürülmesi amacı ve düşüncesi ile dogma biçiminde ‘az yağlı, karbonhidratlı’ diyetleri, kalp krizinden koruma diyeti olarak geniş kitlelere önerdiler ve de uygulattılar.

Bütün bu çaba ve uğraşlara rağmen, tüm dünyada, nedense kalp krizinden ölümlerde bir azalma olmadı, hatta beklenilenin tam tersine arttı.

Peki, yüksek kolesterolün damarları tıkayarak kalp krizi yaptığı fikri de nereden çıkmıştı?

Maalesef, 1913 yılında Nicolay Anitschkow adında Rus bir bilim adamının, tavşanlarda yaptığı bir araştırma ile bu fikir ileri sürülmüştü.

Tavşanları, katı yağlı, yüksek kolesterollü besinlerle besledikten sonra, tavşanların kalp krizinden öldüğünü görmüş ve gözlemlerini bilimsel olarak tıp dünyasına bildirmişti.

Bu bilgi üzerine, tıp dünyasında ‘yüksek kan kolesterolünün kalp damarlarını tıkayarak, en ölümcül hastalık olan kalp krizine neden olduğu’ fikri yaygın bir şekilde kabul edildi. [1]

Oysa bu araştırmada son derece yanlış bir uygulama yapılmış ve gerçekler senelerce bilim insanları tarafından göz ardı edilip görmezlikten gelinmişti.

1913 yılında, Nicolay Anitschkow’un yaptığı araştırmada ‘tavşanlar’ kullanılmıştı.

Ancak, ufak fakat son derece önemli bir ayrıntı göz ardı edilmişti; tavşanlar yalnız otla beslenen hayvanlardı, yani tam ve doğal vejetaryenlerdi!

Vejetaryen olan hayvanların vücudunda ise kolesterol reseptörleri yoktu.

Yalnız otla beslenen tavşanların karaciğerleri dâhil, hiçbir dokuları ve organları kendilerine zorlama ile sunulan, arz edilen yabancı bir maddeyi yani katı yağları ve kolesterolü ne yapacaklarını, nasıl kullanacaklarını bilemiyorlardı.

Biyolojik olarak hayvansal katı yağları ve kolesterolü kullanmaya programlanmamışlardı.

Damak tatlarında, beyinlerinde bu şekilde bir algı yoktu!

Zorlayarak katı yağ ve kolesterol ile tavşanları beslemek demek, onları düpedüz zehirlemek demekti…

Nitekim de bütün tavşanlar zehirlenerek ölmüştü!

Kötü tohum bulunmuştu ve kötü tohum ekilmişti!

Bu büyük yalana kim karşı çıktıysa sesi kısıldı.

Hala da kısılmaya çalışılıyor.

Peki, neden bilim adamları tarafından bu acı gerçekler tıp dünyasından senelerce saklandı?

Halkların sağlığıyla neden bu denli oynandı?

Çünkü bu acı gerçek büyük bir rant kaynağıydı!

Büyük kolesterol yalanı ise, gerek gıda endüstrisi, gerek büyük ilaç firmaları tarafından rant kaynağı olarak kullanılıyordu, hala da kullanılmaya devam ediyor! [2]

Genel olarak ‘az yağlı, çok karbonhidratlı’ kalp sağlığı diyeti (heart healthy diet) dogması ortaya atılınca, kalp krizlerinin önü alınmış oldu mu?

Bu dogma halka yaradı mı?

Bu dogmanın üzerine hemen gıda endüstrisi atlayıverdi, çünkü onlara beklemedikleri zamanda muazzam bir pazar fırsatı doğmuştu!

Az yağlı diyet yiyecek ve içecekler üretilerek piyasalara sürüldü, marketlerde raflara sıralandı.

Hem de özel bir şekilde üretilen az yağlı, sıfır yağlı yiyecek ve içecekler iki-üç misli daha pahalıya satılıyordu.

Üreticiler için gün doğmuştu, kalp dernekleri kolesterol ve yağ fobisini sürekli işliyorlar ve “Yağlı yerseniz, kolesterolünüz yükselir, kalp krizi geçirerek erken yaşta kalp krizinden ölürsünüz…” diyerek insanları korkutup, her türlü işlenmiş yiyecek ve içeceği bol bol satıyorlardı.

Öte yandan “Kolesterolünüz yüksek ise kalp krizi geçirerek erken yaşta kalp krizinden ölürsünüz, o nedenle düşürülmesi gerekir…” dogması kime yarayacaktı?

Tabii ki büyük ilaç firmalarına!

Onlar da boş durmayıp, kollarını sıvadılar ve ard arda kolesterol düşürücü ilaçları çıkarıp en yüksek fiyatlarla piyasaya sürdüler.

Bu arada ‘sağlıklı kişilere de kolesterol ilaçlarını satabilmek için’ projeler üretmeye devam ettiler…

Bu nedenle satın aldıkları saygın bilim adamlarını ve kalp derneklerini kullanarak kolesterol değerlerinin her sene giderek daha da düşürülmesini sağladılar.

Ürettikleri yeni ilaçlarıyla hem hayvanlarda, hem de önemli kalp merkezlerinde birçok araştırma yaptırıyor, araştırmaların sonuçlarını kendileri elde ediyor ve kendi istedikleri gibi, kendi yararlarına olacak gibi açıklıyor ve en güvenilir (?) tıp dergilerinde yayınlatıyorlardı. İşlerine gelmeyen sonuçları da saklıyor, gizliyorlardı. [3]

Oysa resmi ve bağımsız bilimsel çalışmalarla, yüksek kolesterolün değil, düşük kolesterolün daha fazla sayıda kalp krizine neden olduğu gösterilmiştir.

Aynı zamanda, kalp krizi geçiren birçok kişinin kolesterolünün hiçbir zaman yüksek olmadığı bildirilmiştir.

Kolesterol düşüren ilaçların, yani statinlerin son derece ciddi yan etkileri olduğu ortaya çıkmış ve bu gerçekler de senelerce tıp dünyasından saklanmıştır ve gizlenmiştir. [4]˒ [5]

Tıp tarihinde, maalesef 40-50 yıldan beri ortaya atılan çağımızın en büyük yalanı yüksek kolesterol ve katı yağların kalp krizinin nedeni olduğu yalanıdır.

Gerçek bilim, hayvansal yağların ve kolesterolün yaşamımız için gerekli olduğunu bildirmektedir. [6], [7]

Prof. Dr. M.Canan Efendigil Karatay

Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı

Kaynaklar:

[1] Finking G., et al. Nikolaj Nikolajewitsch Anitschkow (1885–1964) established the cholesterol-fed rabbit as a model for atherosclerosis research. Atheroclerosis November 1997 Volume 135, Issue 1, Pages1-7.

[2] Rogers.S.A. THE CHOLESTEROL HOAX.2008.Sand Key Com.,Inc. PO Box 19252 Sarasota, FL 34276. ISBN 978-1-887202-06-0 USA.

[3] Smith J. $29 billion reasons to lie about cholesterol. Making profit by turning healthy people into patients. 2009 Matador, 9 De Montifort Mews Leicester LE1 7FW, UK

[4] Graveline D. STATIN DRUGS Side Effects and the Misguided War on Cholesterol. 5th ed. 2008 May. Published by Duane Graveline,USA.www.spacedoc.net.

[5] Yoseph JB, Yosph H. HOW STATİN DRUGS REALLY LOWER CHOLESTEROL AND KILL YOU ONE CELL AT A TİME. 2012 ISBN-13:978-0615-61817-3.

[6] Ravnskov U. Fat and Cholesterol are GOOD for you. 2009 GB Publishing, Sweden.ISBN 978-91-975553-8-8.

[7] Kabara J J. Fats Are Good for you and OTHER SECRETS. HOW SATURATED FAT AND CHOLESTEROL ACTUALLY BENEFIT THE BODY. 2008 Published by North Atlantic Books Berkeley, California 94712.